-
1 yatmaya gitmek
v. go to bed, retire, retire for the night, retire to rest -
2 yatmaya gitmek
to go to bed, to retire -
3 retire for the night
yatmaya gitmek, uyumaya gitmek -
4 retire to rest
yatmaya gitmek, uyumaya gitmek, yatağa yatmak -
5 retire for the night
yatmaya gitmek, uyumaya gitmek -
6 retire to rest
yatmaya gitmek, uyumaya gitmek, yatağa yatmak -
7 gehen
gehen <geht, ging, gegangen> ['ge:ən]zu Fuß \gehen yayan gitmek;ich gehe jetzt zum Arzt şimdi doktora gidiyorum;es geht immer geradeaus dümdüz gider;aufs Gymnasium/in die Schule \gehen liseye/okula gitmek;sie ging zum Film sinemaya gitti;ins Bett \gehen yatağa yatmak;tanzen/schwimmen/schlafen \gehen dansa/yüzmeye/yatmaya gitmek;an Land \gehen karaya çıkmak;an die Arbeit \gehen iş başı yapmak;das geht zu weit bu fazla oldu;darum geht es mir nicht bu beni ilgilendirmez;wie geht's? nasılsın?;es geht mir gut iyiyim;lass es dir gut \gehen! kendine iyi bak!; ( bleib gesund und fröhlich) şen ve esen kal!;sie ließen es sich dat gut \gehen keyiflerini baktılar;wie \gehen die Geschäfte? işler nasıl gidiyor?;mir ist es genauso gegangen bana da aynı şey oldu;ich hörte, wie die Tür ging kapının kapanışını duydum;so geht das nicht weiter bu böyle devam edemez;das geht über meine Kräfte buna benim gücüm yetmez;mir geht nichts über meinen Urlaub iznimin üstüne bir şey yoktur;das geht in die Tausende bu, binlere varır;in Stücke \gehen parçalanmak;mit der Zeit \gehen zamana uymak;er ist von uns gegangen ( geh) o bizden gitti;das Essen geht auf mich yemeğin hesabını ben ödüyorum;das Fenster geht aufs Meer pencere denize bakıyor;wenn es nach mir ginge, ... bana kalsa,...;gehst du noch mit ihm? ( fam) onunla hâlâ çıkıyor musun?;wo sie geht und steht ( fam) nereye giderse gitsinvor sich \gehen ( fam), olmakdie Uhr geht ( falsch) saat yanlış gidiyor;gut \gehen iyi gitmek [o işlemek];ich zeige dir, wie das geht bunun nasıl işlediğini sana göstereyim;hoffentlich geht das gut! inşallah iyi gider;wenn alles gut geht, ... her şey yolunda giderse...4) ( sich gut verkaufen) satılmak;gut \gehend iyi satılan5) ( Wind) esmekdas geht nicht in meinen Kopf bunu aklım almıyor8) ( andauern) devam etmek9) ( möglich sein) olmak;es wird schon \gehen olures geht um mich/dich/uns söz konusu benim/sensin/biziz;worum geht's denn? söz konusu nedir ki?danach kann man nicht \gehen buna göre gidilmezsich \gehen lassen kendini koyuvermekII vt2) ( fam)sie ist gegangen worden işten atıldı -
8 retire
v. çekilmek, inzivaya çekilmek, emekli olmak, ayrılmak (iş), uzaklaşmak, emekliye ayırmak, geri çekilmek, geri çekmek, tedavülden kaldırmak, emekli etmek, ödemek (senet), yatmaya gitmek, uyumaya gitmek, yatağa yatmak* * *emekli ol* * *1) (stop working permanently, usually because of age: He retired at the age of sixty-five.) emekli olmak2) (to leave; to withdraw: When he doesn't want to talk to anyone, he retires to his room and locks the door; We retired to bed at midnight; The troops were forced to retire to a safer position.) çekilmek•- retired- retirement
- retiring -
9 go to bed
yatmak, yatmaya gitmek* * *yat* * *1) (to get into bed: I'm sleepy - I think I'll go to bed now; What time do you usually go to bed?) yatmak, uyumak2) ((often with with) to have sexual intercourse with; to have a love affair with.) sevişmek, cinsel temasta bulunmak -
10 schlafen
schlafen v/i <schläft, schlief, geschlafen h> uyumak, uykuda olmak;schlafen gehen, sich schlafen legen yatmaya gitmek, yatmak;mit jemandem schlafen b-le yatmak/sevişmek -
11 Ruhe
Ruhe ['ru:ə] fdie \Ruhe vor dem Sturm fırtınadan önce(ki) sessizlik2) ( Schweigen) susma;\Ruhe bitte! lütfen susun!3) ( Entspannung) dinlenme; (Bett\Ruhe) istirahat;sich zur \Ruhe setzen ( geh) emekliye ayrılmak;angenehme \Ruhe! iyi uykular!, Allah rahatlık versin!;sich zur \Ruhe begeben yatmaya gitmek;sich zur \Ruhe setzen emekliye ayrımak;jdn zur letzten \Ruhe betten ( geh) birini toprağa vermek4) (innere \Ruhe) huzur;jdn nicht zur \Ruhe kommen lassen ( fam) birini rahat bırakmamak, birine rahat vermemek;keine \Ruhe finden ( fam) rahat yüzü görmemek;keine \Ruhe geben ( fam) rahat vermemek;lass mich in \Ruhe! ( fam) beni rahat bırak!;in aller \Ruhe sakin sakin, rahat rahat, huzurla;sich durch nichts aus der \Ruhe bringen lassen hiç rahatını bozmamak;\Ruhe bewahren rahatını bozmamak;immer mit der \Ruhe! sakin ol(un) !;er hat die \Ruhe weg! ( fam) ne kadar rahat adam! -
12 se coucher
v pr1 dormir yatmak◊Ils se sont couchés tôt. — Onla erken yattılar
2 uzanmak3 yok olmak◊Le soleil se couche. — Güneş batıyor.
-
13 in
in [ın]I präp1) (wo) -de; ( darin) içinde;\in Magdeburg/\in diesem Buch Magdeburg'da/bu kitapta;\in der Hand elde;\in der Schule okulda;\in Mathe ist er schwach matematikte zayıftır;\in einer bestimmten Absicht belli bir niyetle;\in dieser Situation bu durumda2) (zeitlich: während) -de; ( binnen) içinde;\in den Ferien tatilde;\in drei Tagen kommt ihr Mann wieder üç gün sonra kocası dönüyor;\in der nächsten Woche gelecek hafta içinde;\in vierzehn Tagen on dört gün içinde, iki hafta içinde;\in der Nacht geceleyin;im Januar ocakta\in die Schweiz/\ins Ausland fahren İsviçre'ye/yurt dışına gitmek;wir ziehen \in eine andere Stadt biz başka bir şehre taşınıyoruz;sie geht \in den Garten/\ins Kino bahçeye/sinemaya gidiyor;ich gehe jetzt \ins Bett ben şimdi yatmaya gidiyorum;\in ( den) Urlaub fahren izne gitmek;\in Gefahr/\in eine Falle geraten tehlikeye/tuzağa düşmek;\ins Rutschen geraten kaymaya başlamak\in sein moda olmak -
14 собираться
несов.; сов. - собра́ться1) toplanmak, toplaşmak; çalışmalarına başlamak (о съезде и т. п.)мы собира́емся по вто́рникам — Salı günleri toplanırız
ве́чером соберёмся у тебя́ — akşama sendeyiz
мы соберёмся в Оде́ссе — Odesa'da bir araya geleceğiz
подождём, пока́ все соберу́тся — hepsi gelene dek bekleyelim
2) hazırlık görmek; hazırlanmakсобира́ться в го́сти — konuk gitmek için hazırlanmak
собира́ться в доро́гу — yolculuğa hazırlık görmek, yolculuk tedariki görmek
я уже́ собира́лся лечь спать, как... — artık yatmaya hazırlanıyordum ki...
3) niyeti olmak, niyetlenmek; niyet etmekон пока́ не собира́ется жени́ться — şimdilik evlenmeye niyetli değildir
он собира́ется сно́ва прие́хать сюда́ — tekrar buraya gelmeye niyetleniyor
пое́дешь? - Собира́юсь — gidecek misin?- Niyetim var
я и не собира́лся остава́ться — zaten kalacak değildim
я собира́лся позвони́ть, но... — telefon edecektim ama...
4) в соч.собира́ться с мы́слями — zihnini toparlamak
собра́ться с ду́хом — cesaretini toplamak
••над ни́ми собрали́сь ту́чи — onların üzerine kara bulutlar çöreklendi
собраться в комо́к — tostoparlak büzülmek
Перевод: со всех языков на все языки
со всех языков на все языки- Со всех языков на:
- Все языки
- Со всех языков на:
- Все языки
- Английский
- Турецкий